RAPCİTY

Fuat röpörtaj ... Gdhgdwu4


Join the forum, it's quick and easy

RAPCİTY

Fuat röpörtaj ... Gdhgdwu4

RAPCİTY

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
RAPCİTY

rap,grafiti,hiphop,breakdance,kilp,mp3


    Fuat röpörtaj ...

    Admin
    Admin
    Administrator
    Administrator


    Erkek
    Takımı : Fuat röpörtaj ... Fenerbahce
    Ruh hali : Fuat röpörtaj ... Anlayi10
    Doğum tarihi : 12/03/93
    Mesaj Sayısı : 260
    Yaş : 31
    Nerelisin : bursa
    Takma Adı : cino
    Favori Rapcin : Hepsi
    Kayıt tarihi : 09/03/08

    Kişisel ileti/Not defteri
    . .: RAPCİTY İYİ EYLENCELER DİLER

    Fuat röpörtaj ... Empty Fuat röpörtaj ...

    Mesaj  Admin Perş. Nis. 09, 2009 7:21 pm

    Hip hop ve Rap arasındaki fark nedir? Sen nasıl tanıştın bunlarla?


    Tanışmam 1988 yılının sonunda oldu. O zaman Türkiye’de yaşıyordum. Lise1’deyken bir arkadaşım, içinde bir sürü grubun olduğu bir kaset verdi. Çok severek dinlemeye başladım ve çok etkilendim. 1989’un sonunda annem ve babam vefat edince Almanya’ya geri döndüm. İnsanlar orada partiler düzenliyordu ve gruplar kuruluyordu. Almanya’da kendi odamda oturup İngilizce rap’ler yazmaya başladım. 1995’de Türkçe yapma kararı aldım. Sonuçta İngilizce benim ana dilim değil ve hiç tatmin etmiyor. 1999’da ilk teybimi çıkardım.

    9 albüm yaptın ama sadece “Her Ayın Elamanı” albümünün bandrolü var.

    Önceki albümler underground’du, ama underground’un aslında hiçbir anlamı yok. Sonuçta profesyonelce düşünmeyen herkes “Underground’um” diyor. Başarılı olamadıkları için bunun arkasına saklanıyorlar. Önceki albümlere bandrol almamamın sebebi küfürlü olmalarıydı.

    Peki ne değişti de sen bandrol almak için küfürden vazgeçtin?

    Artık çantamdan CD satmak istemedim. İnsanlara nasıl satarım düşüncesi yok artık. Konserlerimi verdikten sonra kulisten kaçan biri değilim. Bitince seyircilerin arasına girerim, sorularını yanıtlarım, fotoğraf çektiririm, muhabbet ederiz. “Star ve fan” düşüncesi bana göre değil. Bizim, akıllı insanlara ihtiyacımız var.

    Şimdiye kadar kimlerle çalıştın?

    4 sene önce Wu-Tang Clan’den Rza ve Los Angeles’tan Bus Driver Riddlore ile çalıştım. Buradakilerden söz etmeye bile gerek yok.

    Müzik piyasasında artık hem çeşitlilik var, hem insanlar daha çok müzik dinliyor. Rap piyasasında da bu geçerli mi?
    Bence rap dünyasında bir patlama yok. Açıkçası gençlerin ilgisi çok arttı ve büyüdü ama yetişkinler hala çok ilgili değiller. Kulakları da alışkın değil zaten. İki kere dinleyerek ezberleyecekleri, kendilerine prodüktör diyenlerin yaptıkları 3 cümlelik şarkılar gibi değil. Ayrıca Amerika’da doğmuş olması da ek bir antipati yaratıyor. Sabırlı olmamız gerekiyor. Patlama demek 500 bini aşan satışlar demektir.

    Diss atmak diye bir kavram var. Nedir diss, nereye gider, neden yapılır?

    Diss bir şekilde, hesaplaşmadır. Sonuçta rap’in pozitif yanıdır. Birbirimizi bıçaklayacağımıza veya vuracağımıza birbirimize diss atarız. Ancak bu bizim toplumumuza uyarlanabilecek bir felsefe değil. Yeteri kadar uygar değiliz, hazır değiliz.

    “Keşke insanlar mikrofonlarını ellerine alıp kozlarını sahneden paylaşabilseler. Çünkü şiddet çaresizlerin siladır.”

    Neler dinlersin?

    Müzik dinlemiyorum. Birincisi dinleyebileceğim bir müzik olmadığı için, ikincisi etki altında kalmamak için. Dinlediğim zaman sözleri olan değil de enstrümantal olanları tercih ediyorum. Cazı çok seviyorum. Son aylarda Tuna Ötenel’in “How Much Do You Love Me” isimli albümünü dinliyorum. Bir ara da Tamburada’yı dinliyordum.

    Seni dumura uğratan, çok heyecanlandıran veya çok sinirlendiren bir şeyler oluyor mu piyasada?

    Hayır olmuyor. Çünkü kimseye kulak vermiyorum, kimseyle ilgilenmiyorum. Kesinlikle takip etmiyorum. Ben kendi işimi yapıyorum, başkaları ne yaparsa yapsın ilgilenmiyorum. Beni etkileyen ve kızdıran şey, hip hop dünyasının çok materyalist hale gelmiş olması. Türkiye’den bahsetmiyorum. Kliplerde 1 milyon dolarlık arabaların, platin kolyelerin ve kocaman popolu kadınların kullanılması, kliplerin villalarda, havuz başında çekilmesi gibi. Böyle bir yaş***** tarzı olmamasına rağmen, varmış gibi gösteriliyor. Türkiye’de benim tanıdığım hiçbir rapçinin Hummer’ı yada Ferrari’leri yok! Bu kadar “beyaz” bir yaş***** stilinin arkasında hip hop’ın bütün pozitifliği kayboluyor.

    Hayatının dönüm noktası haline gelmiş bir film veya şarkı var mı?

    Albümü kaydederken beni çok derinden etkileyen şarkılar oldu ama film derseniz, Luc Besson’un Kamikaze filmi benim için bir dönüm noktası niteliğinde. Kafamdaki düşünceleri çok değiştirdi. Abes olana asla katlanmayacağımı anladım.

    Eklemek istediğin bir şey var mı?

    Müzik uyuşturucu değildir. Müzik beynin merkezine direkt gittiği için, orada çok önemli noktaları harekete geçirmeli. Yarım yürekle müzik yapılmaz. Müzik için bir yaş***** stili değil. Ben müzikle, anlayamadığım şeylere anlayış göstermeyi öğreniyorum, hazmedemediklerimi hazmediyorum. Dinlediğim değil yaptığım müzik benim ilacım aslında. Dinlediğin zaman kopyalama makinesinden öteye gidemezsin çünkü gereksiz her türlü bilgiyi kaydedersin. Bir yerde “Müzik dinlemeyenler ruh hastasıdır” diye bir yazı okumuştum ama bence müzik dinleyenlerin hepsi ruh hastasıdır.

      Forum Saati Cuma Kas. 22, 2024 4:53 am